Geçen yaz tatilimizin 2 gününü Sakız adasında geçirmeye karar verdik. Oğlum Ahmed henüz 11 aylıktı. Sakız adasına gitmek için vize alınması gerekiyor. Öncelikle http://www.kosmosvize.com.tr adresinden randevu alıyorsunuz. Her bir kişi için ayrı ayrı başvuru formu dolduruyorsunuz. Doldurduğunuz başvuru formları ve diğer gerekli belgelerle(internet sitesinde detaylı liste bulunmaktadır) birlikte başvurunuzu yapıyorsunuz.
Adaya geçiş arabalı ya da arabasız yapabilirsiniz. biz kendi arabamızla gitmeyi tercih ettik. Biletleri önceden gidiş dönüş turyolonline sitesinden aldık. Öğlen saatlerinde adaya geçtik. Chios Chandris Hotel‘de konakladık. Limana yakın ve merkezde olması nedeniyle bu oteli tercih ettik ve çok memnun kaldık. İlk gün otele yerleştikten sonra arabayla 20 dk uzaklıktaki Karfas beach’e gittik. Denizi sığ, temiz ve dalgasızdı, çocuklu aileler için çok güzeldi. Günü sahilde keyifle geçirdikten sonra otelimize döndük. Akşam yemeği için hiçbir fikrimiz yoktu. Otelimizden başlayıp limana kadar uzanan uzun kordon sahilinde gezinerek restoranlara göz attık. Zaten sahil boyunca yan yana her çeşit restoran vardı. Fastfood, steak house, balık restoranı, ev yemekleri, vs. ne tarz isterseniz yemek bulabilirsiniz. Biz ev yemekleri restoranlarından birini tercih edip adaya özgü yemeklerden tatmak istedik, fiyatlar da gayet uygundu.
İkinci gün denizde geçirmek yerine adayı gezmek istedik. Önce Pirgi köyüne gittik. Pirgi (Pyrgi) Köyü, Sakız Adası‘nın güneyinde, Orta Çağ izlerini taşıyan daracık sokakları, korsan saldırılarından korunmak üzere birbirine bitişik olarak inşa edilen ve özel sıva tekniği ile renklendirilen evleri olan şirin mi şirin bir yer. Bebek arabasıyla kolaylıkla gezebilirsiniz. Ahmed henüz 11 aylık olduğundan yürüyemiyordu ve bebek arabasıyla köyü turlarken uykusu geldiğinde uyuyordu. Köyün meydanında cafeler var, buralarda latte ve sakızlı gazoz içmenizi öneririm. Cafelerde otururken Ahmed’in oyalanması için yanıma sevdiği oyuncaklarından ve atıştırması için meyve mutlaka alırdım. Pirgi köyünde tarihi geçmişi 14. yüzyıla dayanan Bizans kilisesi St. Apostles mutlaka görülmeli.
Pirgi köyünden Mesta köyüne doğru yola çıktık. İyi korunmuş sağlam taş evleri, dar ve kemerlerle kapatılmış labirent sokaklara sahip bir köy. Dar sokaklarda bitişik olarak sıralanan evleri ile birçok sokağının birbirine benzediği köyde kaybolmak oldukça kolay. Mesta’dan sonra akşam yemeğimizi yemek için Lagada balıkçı köyüne gitmeye karar verdik, yol üzerinde denizin üzerine kurulmuş Agios İsidoros Şapeli’ni görmeden geçmeyin. Lagada balıkçı köyü şirin ve küçük Lagada koyunda denizin kenarında oturabileceğiniz masaları olan sürekli taze balık ve deniz ürünü yiyebileceğiniz sıralı balık restoranlarıyla ünlü bir yer. Yemeğimizi de yedikten sonra otelimizin yolunu tuttuk ve sakız adasındaki 2. günümüz de noktaladık. Ertesi sabah Çeşme’ye geçerek tatilimize devam ettik.
Sakız adası, çocukla gidilebilecek en rahat yerlerden biri. Yemekleri bizim yemeklerimize benzediğinden yemek konusunda sıkıntı çekmezsiniz. Plajları temiz ve çocuklu aileler için sığ, dalgasız plaj sayısı fazla. Gezilecek yerleri daha çok tarihi mekan olmasına rağmen Ahmed bebek arabasında gezmeyi sevmediği için sıkılmadı hiç sorun yaşamadık. Skız adasında sakızlı her türlü ürün bulabilirsiniz; tatlılar, şekerler, sakızlar, gazozlar, reçeller, kozmetik ürünler… Tatlarını denemeden sakın dönmeyin 😊
Yazı Sahibi: Yasemin Vaykul
Instagram: ysmnozervaykul