Merhabalar!

Viyana her mevsimi ayrı güzel bir Avrupa şehri. Ben oğlumla kışın gitme fırsatı buldum çünkü doğum günü için özel planladığım bir geziydi yani orada yaptığımız her şey tamamen çocuklarla yapılabilecek şeyler üzerine.Bu yaz da tekrar gideceğiz, o zaman için de bir yapılacak&gidilecek yerler listesi hazırladım bile. Şimdiii özellikle Aralık ayı Avrupa’nın çoğu yerinde bol ışıklı, müzikli, coşkulu ve canlı bir dönem. Hemen her yerde kurulan Xmas Marktlar o cıvıl cıvıl görüntüsüyle sizi içine çekiyor hem havanın soğukluğunu unutmanız için de güzel bir oyalayıcı olabiliyor. Bu yazı Viyana, gezi, blog diye arattığınızda karşınıza çıkacak “f,Figlmüller’de şinitzel yiyin, Belediye Binası’nı görün, Sisi’nin tabak çanağını görün” klasiklerinden değil. Tamamıyla çocukla gezmeye uygun yerler hakkında..Öncelikle Viyana’da görülecek yerlerin çoğu birbirine yakın ama dediğim gibi soğuk bir mevsimde gittiğimiz için yayıla yayıla yürüyebilme imkanımız olmadı. Ama yaygın bir toplu taşıma ağı ve özellikle toplu taşımalarda çocuklara hemen yer vermeleri, gösterdikleri saygı sebebiyle asla çekinmeden metro ve tramvay vs kullandık. U-bahn denilen raylı sistemin bir kopyasını gitmeden telefonunuza indirirseniz, bir de çevrimdışı bir haritadan gitmek istediğiniz yerleri işaretlerseniz inanın dil bilmiyor olsanız dahi hiç zorluk çekmeden gezebilirsiniz. Hop on hop off bu sefer tercih etmedik onu yazın deneyeceğim o yüzden onunla ilgili bir bilgim yok. Viyana denilince hepimizin ilk aklına gelen schnitzel ve gezi fotoğraflarındaki meşhur dönme dolap Wiener Riesenrad oluyor. Açık havada inanılmaz eğlenceli aktiviteler ile vakit geçirebileceğiniz yer işte burası. Prater, içinde sulu aktivitelerin de olduğu buyuk bir açık hava parkı. Birkaç saat tüm ailenizin eğlenceli vakit geçirebileceği yerlerden. Buradan çıkınca hemen yakınlarında bulunan Donautrum Kulesi ise yine çocuklar için heyecan verici bir yer. İki asansörlü bu yüksek kule 165 mt yüksekliğinde, asansör 35 saniyede çıkıyor. Gerçek manada baş döndürücü bir deneyim. 🙂 Yukarıda bir cafe mevcut ama biz şehirde kasekrainer yemek istediğimiz için burayı es geçtik. Ve evet bu şehirde en sevdiğimiz iki şeyden biri bu peynir dolgulu sosis ikincisiyse yine yerel bir yiyecek olan pofidik pofidik hafif bir tatlı, kaiserschmarrn.

Kışın burada olmanın ayrı bir güzelliği hemen her yerde buz pistleri kurulmuş olması. Al patenini gönlünce kay. Çocuklar için minik yardımcı penguenler var onlara tutunarak kayıyorlar. Dediğim gibi şehrin her yerinde ayrı bir aktivite imkanı var, çocukla asla sıkılmadan, daralmadan gezilebilecek şehirlerden. Her müzeye girmekse oldukça maliyetli olacağı için zevklerinize göre bir öncelik listesi çıkarabilirsiniz. Örneğin daimi koleksiyonunda Monet, Renoir, Picasso ve Munch gibi sanatçıların olduğu Albertına Muzesini mutlaka görmeliydim. Hemen karşısındaki Cafe Mozart’ta kendime “kardinal schnitte” oğluma “sacher torte” söyledim, bir de buranın meşhur melange kahvesinden içtiniz mi en turistik aktivitelerden birini yerine getirmiş oluyorsunuz zaten.

Buradaki molanızın ardından hemen yakınlarındaki birçok müzeyi de aynı gün içinde gezebilirsiniz. Bizim tercihimiz yine çocuklar için baya aktiviteli ve sizi zamanda yolculuğa çıkaran “Time Travel Vıenna” oldu. Anlatım Almanca’ymış ama olsun minnak eğlendi. Ertesi güne “Zoom Kinder Museum” ile başladık. En son çıkarken dönemsel kıyafetler giydirip fotoğraf çekildiler, çok güzeldi. Buradan çıkıp birer kahve içiyor ve Viyana’da yapılacaklar listesinin ilk beşi içerisindeki “Hundertwasserhaus”a geliyoruz. Şehrin o mükemmel şekilli Old City binalarının arasından “ben buradayım” diye kendini gösteren, rengarenk bir yapı. Hemen karşısında hediyelik eşyalar vs. alabileceğiniz pasaj mevcut. Çıkıp tramvay durağına yürürken çevresindeki galerileri gezme şansımız oldu, biz bir Klimt replikası aldık. Çikolata içinse buyuk marketleri tercih etmek daha akıllıca oluyor ama merkezdeki Lindt mağazasına mutlaka uğrayın inanılmaz çeşitli lezzetler var. Akvaryumlardan hoşlanıyorsanız “Haus des Meeres” bünyesinde parkı da olan içinde çeşit çeşit aktivitenin olduğu gezmenizi tavsiye edeceğim bir akvaryum. Parkının özellikle yazın daha eğlenceli olacağı kesin o yüzden yaz listemizde tekrardan var. Burada en çok beğendiğimiz mekan ise interaktif bir müze olan “Haus der Musik” Müzik adına her türlü bilgi, doküman, ses kaydı, enstrüman mevcut ve bunları misafirlerin çalma imkanı da var. Girişi 13€ ama diğer müzelere göre ziyaret saatleri daha uygun ayrıca saatlerce ayrılamayacağınız bir yer.

Sadece piyanolu merdiveninden inip çıkmak bile dakikalarınızı alabilir. Fazlasıyla eğlence vaat eden bir yer. Üstelik Viyana senfoni orkestrasını yönetme şansınız dahi var, denemek bedava ama kaydı isterseniz (ki eminim istersiniz) 3€. Yavaş çaldığınızda kızan müzisyenler, yanlış çalınca azarlayanlar, müthiş bir deneyim. Burada çok uzun zaman geçirince gezecek başka yer bulamayıp tatlı için Palmenhaus’a geçtik. Tam fotoğraflık bir sera restaurant, hemen Hofburg sarayının arkasında yer alıyor. Burada kelebek müzesi de var ama biz girmedik, meraklısı için söylemeden geçmek istemedim. Geldiğiniz yöne göre yürüyüş yolunuzun üzerinde “Anker Saati”ni de görebilirsiniz. Ertesi gün asıl gitmek istediğimiz Kahlenberg’i yaz listesine alıp yollara düşüyor, çiftlik ve masal temalı olan Marchenparkweg/Familypark’a gidiyoruz. -14 dereceyi umursamadan tüm aileler çocuklarıyla (ki tek Türk ailesi bizdik:) ) herkes çok eğleniyordu. Sitesinden bakmalısınız; inek sağmaktan traktör turlarına, masal kahramanları, korsan adasında top atışı, ejderhalar, masal anlatıcılarına kadar her şey var. Lavaboları tertemiz ve yeme içme adına uygun, bol çeşit mevcut. Giriş 18€.

Tüm günümüzü burada geçireceğimız içinn akşamı nasıl değerlendireceğimizi önceden planlamıştık. Eee kış vakti Avusturyaya gelip Semmering’e gitmemek olur mu? Kayak severleri buraya alalım, rotamız “Night Skiing Zauberberg Semmering”. Gece özel ışıklandırılmış pistlerde kaymak ve çocuklar için özel oluşturulmuş alanlar, ışıklı tüneller vs. her şey çok güzel. Bunu farklı bir deneyim arayanlar için kesinlikle öneririm. Merak etmeyin yakınlarda kemiklerinizi ısıtmak için çeşit çeşit termal de mevcut.

Veee sıra girişinde biletler elinize verildiğinde W.Wonka’nın altın biletini bulmuş gibi hissedeceğiniz çikolata fabrikası gezisinde. Hem oğlumuz hem de kendimiz için bir hediye olan, yerini önceden online ayırttığımız bu gezi için sabahın erken saatlerinde yollara düşüyoruz. Yol Graz istikametinde yaklaşık 1 saat kadar sürüyor. Bunu bazı tur firmaları da düzenliyor, bu şekilde de gezebilirsiniz. Biz gittiğimizde herkes turla gelmişti, biz tektik. Zotter Schokoladen Manufaktur. İki yetişkin iki çocuk 57€ ödedik. Arkasındaki arazide fabrikaya ait devasa bir çiftlik var, hayvanları sevebiliyorsunuz. Çocuklar için doğum günü partileri vs. düzenliyormuş. Parkı ve bir restoranı da mevcut. Çok keyif aldığımız bir gezi oldu. A’dan Z’ye çikolata adına üretim, kakao satın alma, ürün geliştirme, çeşitlilik, paketlemeye kadar her şeyi görüyor ve öğreniyorsunuz ve gezi boyunca adım başı farklı şeyler deneyebileceğiniz istasyonlar var. Çıktığımızda çikolata komasına girecek gibiydik. 🙂 Tam çıkışta bir de market var tabi ki, gezerken beğendiğiniz tatları buradan satın alabilirsiniz. Favorim lavantalı fındıklı çikolata oldu. İçeride yiyebildiğiniz kadar yiyip içiyorsunuz arada su istasyonları da var, ağzınızı temizleyip yeni şeyler deneyebilin diye. Farklı bir deneyim arayanlar ve çikolata severler için güzel bir gezi noktası. Başta da dediğim gibi her mevsimde güzel bir yer olduğu için biz baharda tekrar gideceğimiz bu güzel şehirle ilgili farklı rotalar ve denenecek yeni yerler listeliyoruz. Çoğu zaman gezerken spontene olsak da bazen görmeden dönmemek gereken yerler olabiliyor. Mesela operaya gitmeyi ben de çok isterdim ama çocuğumu otelde bırakamayacağım için o hayaller ilerleyen zamanlara kaldı.
Yazı Sahibi: Giz Yıldırım
Instagram: iceberkay