Sarı,turuncu ve kızıl birbirinden güzel tonlarını doyasıya yaşamak hemde çok soğuklara denk gelmemek için ekim ayında bir haftalığına Sinop’a kaçtık.Aslında yazları da ayrı güzel bir şehir ve mevsimine göre farklı aktiviteler yapılabilecek özellikle kamp severlerin çok hoşuna gidecek mekanlar var.Bu mevsimlerde gidince kuşburnu ve kestane alınmadan dönülmez tabi ama bu sefer kendimiz toplamayı denedik ve dağlara doğru yola çıktık.Acıktıkça her yerde bolca bulunan armut ve elmalardan toplayıp yedik.Özellikle Ayancık sınırlarındaki Çangal Ormanlarını kamp ve yürüyüşler için tavsiye ederim.

Ertesi gün aynı ilçenin sınırlarındaki İnaltı Mağarası’nı ziyaret ettik.Yaz aylarında dahi içerisi soğuk olabildiği için yanınıza yağmurluk yada ince bir sweatshirt almanız lazım.Yolu maalesef zahmetli ve pek iyi olduğu söylenemez ama sonundaki manzara için değer. Yürüyüş severler için 14km lik bir kanyon parkuru var.Ama arabalılar içinde ayrı bir yol var tabi.Yine de mağaraya ulaşabilmek için bu merdivenleri çıkmak gerekiyor Berkay yarı yolda pes edince kanguruyla sırtımda çıktım.Bu kanguru seyahatlerde çok işime yaradı.

Merdivenlerden çıkarken bazı ağaçların üzerilerinde cinsinin yazılı olduğu tabelalar ve ara arada piknik masaları dinlenme yerleri var. Sabah erken saatlerde gidince öğleden sonrası için buraya yarım saat mesafedeki Erfelek Şelalelerine doğru yola çıktık. Tabelalar ile bulunması zor bir doğa harikası zaten yetkililerde bundan 20_25 sene önce keşfetmişler. 🙂 Tavsiyem kenara yapılmış ahşap merdivenli yoldan şelalelerin güzelliğini kaçırmadan sadece foto noktalarında durmak yerine kendiliğinden oluşmuş doğal yürüme parkurlarından kimi zaman suların içinden kimi zaman halatlarla tırmanarak en tepeye kadar çıkın.5 yaşındaki çocuk bile yapabildiğine göre korkmayın derim,gerçekten çok zevkli.

İrili ufaklı 28 şelaleden oluşan mavinin ve turkuazın binbir tonunu görebileceğiniz 2 kmlik uzunluğunda fakat tırmanma zorluk dereceleri farklı. Ertesi gün ise Boyabat merkeze 15 km uzaklıktaki Bazalt kayalıkları tabiat anıtına gidiyoruz.Burada her yıl tarihten doğaya bahar yürüyüşleri yapılıyormuş biz gittiğimizde birkaç yabancı turist de vardı. Bir sonraki günüde doğa gezisine ayırıp Hamsilos koyuna gidiyoruz bu tabiat parkı gerçekten çok güzel ve buraya gelinince mutlaka görülmesi lazım. Burası ülkenin en kuzey ucu İnceburun’a giden yol üzerinde kalıyor.Berkay haritanın en tepesinde olacağı için çok heyecanlanmıştı güzel bir deneyim oldu ama bakımsız hali bizi biraz üzse de çok güzel bir manzarası vardı.

İnceburun Feneri de 20 saniyede bir devreye giriyor, 4 saniyelik aralıklarla 4 defa yanıp sönüyormuş. Özellikle gün batımında daha da güzel bir manzara oluyormuş.Buradan çıkıp Sinop merkeze doğru yola çıkıyoruz yaklaşık 20dk lık bir yol.Merkezde gezilecek her yer yürüme mesafesinde önce Sinop kalesi ve önündeki meşhur Diyojen heykelini görüp kısa bir yürüyüşten sonra Sinop Cezaevi’ne varıyorsunuz.Sinop’ta Gezilecek Yerler’in en önemlisi olan Tarihi Sinop Cezaevi’nde, birçok ünlü de hapis yatmış. Bunlardan en meşhur olanı, ünlü yazar ve şair Sabahattin Ali sanırım. Gezerken o insanların ne durumlarda orada kaldığını bilmek çok üzücü.Buradan çıkınca merdivenlerden limana iniyorsunuz ve yan yana olan balıkçılardan birini seçip karnınızı doyuruyorsunuz. Daha sonra çarşıdaki meşhur ahşap gemicileri gezebilirsiniz buradan genelde herkesin almayı tercih ettiği hediyelik bunlar oluyor.Hemen yakınlarda Sinop arkeoloji Müzesi ve Sinop Pervane Medresesi var ama biz daha önce gördüğümüz için buraları es geçiyoruz.Şu Sinop’un kus bakısı meşhur fotoğrafının olduğu Şahin Tepesine doğru arabayla devam ediyoruz ama burası bizim için hayal kırıklığı oldu çünkü o klasik manzara yerine yeni yapılmış beton yığınını izliyoruz. Olsun yinede moral bozmaya gerek yok vakit kaybetmeden yola çıkıyor ve kendimize piknik yapmak için sayısız plajlardan birini beğeniyoruz. İnsanları da o kadar tatlı ki biz dağda yürüyüş yaparken topladığı mantardan verenler,yoldan geçerken bahçelerinden meyve ikram edenler falan oluyor.Hatta limana erken saatlerde giderseniz limana yaklaşan balıkçılar size göz hakkı diye balık veriyorlar, bu eski bir gelenekleriymiş. Aslında gezerken önünüze çıkan yollara saparsanız karşınıza harika manzaralar çıkması garanti. Doğal güzelliğe ve oksijene doyduğumuz bir gezi oldu.
Yazı Sahibi: Giz Yıldırım
Instagram: iceberkay
Ne güzel anlatmışsınız böyle. Sinop’u çok severim, sayenizde yeniden gidip görmüş kadar oldum. Yoğun iş temposundan zaman bulup dört-beş saat ötemdeki bu güzelliği bir kez daha görmeye fırsat bulamıyorum bir türlü. Üniversite anılarımı da hesaba katarsak epey bir geçmişimiz var bu mutlu şehirle.
Emeğinize sağlık, sevgiler ve teşekkürler 🙂
BeğenBeğen
Beğenmenize çok sevindim. Yazarımızın eline sağlık. 😌
BeğenBeğen