Cape Town Cape Town Cape Town.. 🙂 Ah ne güzel bir şehirsin. Mükemmel doğası ve güler yüzlü, iyi niyetli insanlardan oluşan kültürel çeşitliliği ile eşimle benim zaten favorimiz oldu ama 1,5 yaşındaki kızımız Zeynep’in de bu kadar seveceğini düşünmemiştik. 🙂 Biz aslında Cape Town’a daha önce gidecektik ama okuduğumuz bazı kötü tecrübeler ve Zeynep’in henüz küçük olması rotamızı Singapur’a çevirmemize sebep olmuştu. Daha sonra da Seyşeller’de tanıştığımız dünya tatlısı Güney Afrikalı bir aile Cape Town’da dikkatli olursak başka ülkelerin büyük şehirlerinde yaşayabileceklerinizden daha fazla bir tehlike olmayacağını ve mutlaka bir şans vermemiz gerektiğini söyleyince biz de bunu bir işaret olarak alıp ertelediğimiz gezimizi planlayıp gerçekleştirmiş olduk. İşte burada kocaman bir iyi kiiiii demek istiyorum. 🙂 O zaman bebekle Cape Town seyahatimiz nasıl geçti, buyurun efendim anlatayım.
Güvenlik konusunda kısa bir hatırlatma: Biz Cape Flats adı verilen teneke mahallelere gitmedik ve hava karardıktan sonra turistik olmayan yerlerde tek başımıza dolaşmadık. Sarı yelek giymiş(genellikle yırtık ve eski oluyor) evsizler bize yaklaşıp yoldan karşıya geçmemiz için güvenlik görevlisi gibi davranmıştı, bu yolu park eden araç sahiplerinden para almak için de kullanıyorlarmış. Bu gibi durumlar maalesef olabiliyor ama siz tedbirli olursanız tatsız bir anı yaşamadan mükemmel bir gezi geçirebilirsiniz.
Cape Town, Afrika, Avrupa ve Müslüman topluluklarını kapsayan kültür çeşitliliğini her noktasında hissedebileceğiniz çok ama çok farklı bir ortam sunuyor. Afrikalı, Melez, Müslüman ve Avrupa kökenli halk barış içerisinde bir arada yaşıyor ve çocuklar için de oldukça eğlenceli aktiviteler barındırıyor. Öyle ki gitmeden önce her yaş grubuna yönelik farklı planlar yapmanız mümkün.
En iyi mevsim: Cape Town’ı ılıman iklimi sayesinde her mevsimde ziyaret edebilirsiniz. Güney Yarım Küre’de olan bu şehri ziyaret etmek için en ideal zaman aralığı Ekim-Nisan olarak öneriliyor ama bu aylarda yağış ihtimali de var. Biz Ocak ayında gittik yani yaz mevsimiydi ama şansımıza hava çok sıcak değildi, hatta ilkbahar gibiydi ve gezmek çok keyifliydi, özellikle İstanbul soğuğundan sonra havası bize çok iyi geldi. 🙂
Bebekle ulaşım: Cape Town’da araba kiralamak en çok tercih edilen seçenek. Fakat biz tercih etmedik; şehir içinde Hop on Hop off otobüsleri ve Uber’i kullandık. Daha uzak mesafelerdeki yerleri de özel şoförlü bir araç kiralayıp gezdik. Toplu taşıma çok önerilmiyordu bu sebeple kullanmadık. 1 günlük veya 2 günlük alacağınız bir hop on hop off otobüs bileti 4 farklı rotayı kapsıyor ve gezmek için size mükemmel bir rota sunuyor. Kırmızı hat şehir turu, mavi hat mini peninsula turu, sarı hat şehir merkezi turu ve son olarak mor hat şarap bağları turu için kullanılıyor. Bütün turların ilk durağı Waterfront ve bazı kesişim duraklarında hatlar arası değişim yapabiliyorsunuz. Uber fiyatları gayet makul ve sistem son derece iyi işliyor. Biz hiç sıkıntı yaşamadık. Havalimanı transferi için de Uber’i kullandık. Özel tur-şoför hizmetini de Tripadvisor’dan bulduğumuz biri ile gerçekleştirdik çok keyifli oldu tavsiye ederim. 🙂
Konaklama: Eşimin işinden ötürü otel indirimimiz olunca Protea Hotel by Marriott Cape Town Victoria Junction‘ı tercih ettik, açıkçası başka seçenek aramadık. Otelimiz Waterfront’a çok yakın bir yerdeydi. Bu bölge çocuklu aileler için kesinlikle önereceğim, güvenli, parkların olduğu ve nezih bir konaklama seçeneği.
Yeme-İçme: Zeynep tam bir balık meraklısı olunca Waterfront’ta yer alan Ocean Basket bizim vazgeçilmezimiz oldu. Genelde Waterfront’ta yedik yemeklerimizi. Ama otelimize yakın olan Giulio’s, İtalyan mutfağı için mükemmel bir seçenek. 🙂
ÇOCUKLA NEREDE NE YAPILIR?
Waterfront şehrin en canlı ve lüks bölgesi. Burası aynı zamanda alışveriş merkezlerinden, müzelere, lüks restoranlara, helikopter turlarından akvaryuma çeşitli aktivitelerin olduğu bir liman ve Cape Town’ın en güvenli bölgelerinden birisi. Watershed, Waterfront içerisinde yer alan, genellikle el yapımı ürünlerin satıldığı kapalı bir pazar yeri. Aklınıza gelebilecek her türlü ürün burada mevcut.
Çocukla ne yapılır?
- Her yaştan çocuğa hitap eden mükemmel bir parkta vakit geçirilebilir
- Harika bir manzaraya sahip dönme dolaba binilebilir
- Hafta sonları palyaço, yüz boyama gibi Türkiye’de de olan faaliyetlerle eğlenilebilir
- Akvaryum gezisi yapılabilir
- Çocukların da ilgisini çekebilecek ürünler satılan Watershed gezilebilir
- V&A Food Market’ta çocukların da seveceği dondurma, smoothie vs. yenip içilebilir.
Long Street şehrin en ünlü ve en hareketli caddesi, İstanbul’un Taksim’i gibi düşünebilirsiniz. Burada Hop on Hop off otobüsünün tüm hatlarına aktarma yapabileceğiniz merkez durağı da bulunmakta. Cadde üzerinde yer alan İngiliz ve Hollanda esintisi ile yerel mimarileri bir arada gözlemlemek muhteşem. Long Street’in çevresinde yer alan kısım şehir merkezi olarak geçiyor. Caddenin yanı başında mutlaka görmeniz gereken Greenmarket Square bulunuyor. İnanılmaz keyifli bir pazar burası, Afrika’ya özgü her türlü hediyelik eşyayı bulabilirsiniz. Watershed’de gördüğünüz ürünlerin benzeri ama elbette daha az kalitelilerini burada 3’te 1 fiyatına alabilirsiniz.
Çocukla ne yapılır?
- Greenmarket Square’den çocuklara yerel kıyafetler ve oyuncaklar alınabilir
- Özellikle kız çocuklarının bayılacağı rengarenk takılardan satın alabilirsiniz.
Ve yolun devamında karşımıza Company’s Garden çıkıyor. Buraya park deniyor ama ben bunu kabul etmiyorum. 🙂 Çünkü gördüğümüz hiçbir parka benzemiyor, daha çok içerisinde değişik egzotik bitkilerin, çeşmelerin, gül bahçelerinin yer aldığı bir botanik bahçesi gibi, hem de etrafta onlarca sincap görebileceğiniz ve kesinlikle birkaç saati rahatça geçirebileceğiniz şirin de bir kafesi olan yer. Parkta sincapların dışında fareler de özgürce dolaşıyor ve sincaplardan arta kalan yemekleri yemeye çalışıyorlar ama gözünüz bir süre sonra alışıyor. 🙂 Company’s Garden’ın bitiminde Iziko Güney Afrika Müzesi yer alıyor. Burası ülkenin en büyük ve en eski müzesi ve içerisinde tarih öncesi döneme ait üç boyutlu modellemeler sergileniyor. Müze 17.00’e kadar açık ve giriş ücreti 30R.
Çocukla ne yapılır?
- Yanınızda mutlaka fıstık götürerek çocuklarınızla sincapları besleyebilir
- Yeşilliklerin üstünde eğlenebilir ve parkın müdavimi olan ördekleri izleyebilir
- Bütün alanı dolaştıktan sonra kafede soğuk/sıcak bir şeyler içebilir
- Iziko Güney Afrika Müzesi’ni ziyaret edip 3 boyutlu hayvanları görebilirsiniz.
BoKaap bölgesi Long Street’in üst tarafında yer alan ve rengârenk evleriyle görsel şölen sunan Müslüman Mahallesi olarak biliniyor. Burada yaşayan insanlar zamanında getirilen Malezyalı ve Hintli kölelerden oluşuyormuş. Kölelik zamanlarında renkli giyinmelerine bile izin verilmeyen bölge halkı, Apartheid rejimi bitince evlerini rengârenk boyayarak burayı çok güzel bir bölge haline getirmişler. Dağın eteklerinde yer alan bölgenin sokaklarında dolaşırken fotoğraf çekilmekten kendinizi alamayacaksınız.
Çocukla ne yapılır?
- Zeynep evlerden gözünü alamadı, eminim çocuklarınız da bu renkli sokaklarda gezmekten çok keyif alacaktır.
Camps Bay, Cape Town’un en güzel koylarından birisi olarak gösteriliyor. Kumu mükemmel bir beyazlıkta, ama buzullar eriyip okyanusa aktığı için deniz suyu 15 derecenin üzerine çıkmıyor. Camps Bay’den sonra sahil şeridi boyunca Clifton Plajları yer alıyor.
Çocukla ne yapılır?
- Camps Bay’de Zeynep’in 1 saat kadar kumda oynamasını bekledik ayrılmak istemedi çok keyif aldı. 🙂 Çocuğunuzla kumdan kaleler yapabilir, sahilde koşabilir ve sahipli köpekler ile top yakalamaca oynayabilirsiniz.
Kirstenbosch Botanik Bahçesi, dünyanın en önemli ve bitki çeşitliliği bakımından en zengin botanik bahçeleri arasında yer alıyor. İçerisinde 7.000 civarında yerli bitkiye ev sahipliği yapıyor. Burada hem bitkileri hem hayvanları doğal ortamlarında görüyorsunuz. Giriş ücreti 70R.
Çocukla ne yapılır?
- Bahçede piknik yapıp kuş sesleri eşliğinde keyifli vakit geçirebilir
- Tree Canopy Walkway denen ağaçlar üzerine kurulu yolda çocuğunuzla yürüyebilir
- Çocuğunuza çimenler üzerinde yuvarlanırken eşlik edebilirsiniz 🙂
Hout Bay, hava koşulları uygun olduğu sürece fok adası yolculuklarının yapıldığı liman bölgesi olarak biliniyor.
Çocukla ne yapılır?
- Zeynep henüz küçük olduğu için biz de çok merak etmediğimiz için tekne ile açılmak istemedik, ama siz fokların bulunduğu adacıkları görebilirsiniz.
Masa dağı, dünyanın 7 yeni harikasından biri olarak kabul edilen şehrin her yerinden görülen ve ismini dümdüz olan ve bir masayı andıran tepesinden alıyor. Dağın tepesine teleferik ile çıkılıyor ama bulutlarla kaplı halde zirvesi gözükmüyor ise teleferik çalışmıyor. Yaklaşık 3-4 dakika içerisinde zirveye ulaşıyorsunuz. Gidiş dönüş 330R.
Çocukla ne yapılır?
- Teleferik ile çıkmak çocuğunuzun yaşına göre eğlenceli bir aktivite olabilir.
Ümit Burnu, Cape Town’ın merkezinden yaklaşık 1,5 saat sürüyor ama yol boyunca çok keyifli manzaralar sunuyor. Biz bu turu özel şoförlü araç ile gerçekleştirdik ve yola çıktıktan sonra ilk durak, renkli soyunma kabinleriyle ünlü Muizenberg ve St. James Plajları oldu. İkinci durak Simon’s Town ve Boulder’s Beach. Bu plajın en önemli özelliği siyah ve beyaz gözlüklü penguenlerin yaşam alanı olması. Plajda iki farklı alan var, birisi penguenleri yukarıdan izleyebildiğiniz bir seyir terası diğeri ise onlarla aynı kumsalda koşup yüzebileceğiniz bir plaj ancak bu plajda penguenleri her zaman görmek mümkün olmuyormuş. Diğer durak 8 bin hektardan oluşan doğa koruma bölgesine sahip binden fazla bitki türü, dağ zebrası, antilop, deve kuşunu barındıran bir milli park. Giriş ücreti 135R. Bu parkın içinde Ümit Burnu ve Deniz Feneri de yer alıyor. Fenere merdivenlerden yürüyerek ya da füniküler ile çıkabilirsiniz. Füniküler ücreti gidiş dönüş 70R. Son durağımız Chapman’s Peak, bu yolun yapımı 7 yıl sürmüş ve dağ oyularak yapılmış. 10km uzunluğunda ve giriş ücreti 35R olan bir yol. Ama ne yol. 🙂 Öyle ki ünlü markaların araba reklamlarında gördüğümüz bu yol dünyanın en güzel yolu kabul ediliyor ve çocukluğumuzun en meşhur oyunlarından Need for Speed’in de pistleri arasında yer alıyor.
Çocukla ne yapılır?
- Muizenberg ve St. James Plajlarında mola verip rengârenk kabinlerle fotoğraf çekilebilir hatta yaz mevsiminde gittiyseniz denize girebilirsiniz.
- Çocuklarınız penguenlere bayılacak. 🙂 Zeynep hiç ayrılmak istemedi. Penguenler çok ama çok tatlı. Hem siz hem de çocuğunuz için muhteşem bir deneyim olacak.
- Cape of Good Hope tabelasının bulunduğu kıyıda çocuğunuzla fotoğraf çekilip ona mükemmel bir anı bırakabilirsiniz.
- Zeynep minik bir taş koleksiyoncusu, değerli değersiz bütün taşları toplar. 🙂 Rehberimiz de bunu fark edince bizi dönüş yolunda yer altı madenleriyle ünlü Güney Afrika’da çıkarılan taşların defolu ya da çok ufak oldukları için ayrılan parçalarını değerlendirdikleri bir tesise götürdü. Burada bir avuç taş alıp minik bir poşete koyuyorsunuz ve 20R ödüyorsunuz. Zeynep’in taşları gördüğü andaki hayreti ve mutluluğu görmeye değerdi. 🙂
- Chapman’s Peak manzarasında çocuğunuzla unutulmaz bir hatıra fotoğrafı çekilebilirsiniz.
Diğer Öneriler
Bunun dışında Waterfront’ta yer alan Akvaryum ve Kuş Parkı gibi yerleri ziyaret edebilir safari yapabilirsiniz. Biz daha önceki seyahatlerimizde kuş parklarına ve akvaryuma doyduk o yüzden bu sefer pas geçtik. Safariyi de Zeynep çok küçük olduğu için yapmadık. Zaten Ümit Burnu’ndaki milli parkta kendisinin de daha önce hiç görmediği Masa Dağı zebrasını, antilopları, babunları ve deve kuşlarını çok yakından görünce rehberimiz mini bir safari yaptığımızı söyledi :).
Bunun dışında çocukların belki sıkılabileceği ama sizin yapmak isteyeceğiniz diğer aktiviteler Apartheid rejimi başlangıcı ve sonrasını anlatan DistrictSix Müzesi ve Nelson Mandela’nın hapis hayatının bir döneminin geçtiği Robben Adası’nı ziyaret etmek olabilir.
Yazı Sahibi: Sevde Özbey
Instagram: sepifunny